banner2779
banner2752
banner2750
İçinde yaşadığımız çağ hız çağı. Bu hız akıl almaz bir şekilde ilerliyor. İnsanoğlu da bu hıza ister istemez uymak zorunda kalıyor.
Bu hızlı değişim başımızı döndürüyor. Her şeyi daha çabuk unutmamıza sebep oluyor. Etrafımızdaki her şey hız ile ifade ediliyor. Daha hızlı telefon, daha hızlı ulaşım, daha hızlı köşeyi dönme … hızlı yaşamı uzatmak mümkün.
Bazen o kadar başımız dönüyor ki nerede ve hangi zamanda olduğumuzu unutuyoruz. Kıtalar arası görüşüp selamlaşırken kapı komşumuzu göremiyoruz. Sanal alem de acıları paylaşırken komşumuzun acısından habersiziz. Saniyeler içerisinde galaksileri gezerken önümüzdeki çukuru gör/e/meyerek içini düşüyoruz…
Bu hal iletişim ve hız çağında en az yüz yüze iletişim kurduğumuz bir çağ olarak tarihe kazınacak. Yüz yüze iletişim yerini sanal iletişime bıraktı. Bu hal ve tavırlar ise insan da daha egosentrizm(Benmerkezcilik) olarak kendisini gösteriyor.
Benmerkezcilik bireyin kendisini merkeze alması demektir. Her şeyi kendisine göre yorumlamak. Kendi bakış açısına göre görmek, her şeyi kendisine dayandırmak, her düşünceyi kendisine göre yorumlamak, kendi fikir ve mantığını duygusunu hareket noktası olarak kabul etmesi anlamına geliyor.
Başka bir deyişle benmerkezcilik, “ bireyler arası ilişkilerde olayları bir başkasının görüş açısından görmemektir”(1) Halbuki bilgi çağı alanında uzmanlaşma ve liyakatı gerektiriyor.  Sağımızdaki solumuzdaki tüm insanları anlamak, onları dinlemek ve empati kurmamızı zorunlu kılıyor.  
İletişim kurmak karşısındaki önyargısız dinlemek ve onu anlamaktan geçtiğine göre, egoist olan insanlar iletişim kuramıyor, karşısındakini dinleyemiyor, dinleme sabrını gösteremeyerek daha çok yalnızlığa bürünerek kendi kozasını örüyor.
Daha çok yalnızlaşan birey daha çok içine gömülüyor. Daha çok sanal aleme dalıyor. O ummanda kaybolup gidiyor.
Çağımız iletişim çağı. Çağımız ortak sinerji oluşturma çağı. Takım çalışması isteyen her bireyin yeteneğini değerlendirerek bir fark meydana getirme üzerine kurulu. Bir insanın değil grubun etkinliğinin olduğu bir çağ.
“Her gün yaşadığımız sorunların bir çoğu duygularımızı, istek ve arzularımızı bizim için önemli kişilere iletmede başarı olmamızdan geçiyor.”(1) Yani bir takım oyuncusu gibi davranmamıza bağlı. Eğer birey bu duygu ve düşüncelerini iletmede yeterince başarılı değilse, ast ve üstleriyle doğru bir iletişim kuramıyorsa   onun uzmanlık gücünün hiçbir anlam ve önemi kalmıyor. Ancak kişilerin, insanlara faydalı olmak için kullandıkları değişik iletişim becerileri o insanı çok farklı bir hale getirebiliyor.
İyi bir iletişimin temelinde egolarımızdan, öfke ve kaygılarımızdan uzak, içten  samimi bir tavırla karşımızdakine verdiğimiz önem  ve güvenden geçtiğini unutmamalıyız.
Zeki ve egoist olanlar değil, takım çalışmasına yatkın iletişime açık, etrafına pozitif enerji veren insanlar çağımızda daha çok aranan tipler olması aslında her şeyi daha net anlatıyor.
Adem DURAN
Eğitim Uzmanı.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2778

banner2763

banner2765

banner2754

banner2762

banner2764

banner2766

banner2723

banner2680

banner2751