Takvim yaprakları teker teker kopartılıyor ama yıllar çabuk geçiyor. Baharı yaz, yazı sonbahar, sonbaharı kış takip ediyor.
Sanki saatte yüz yirmi kilometre hızla yolculuk yapıyoruz. Etrafımızda yer alan nesneleri hayal meyal görüyoruz. Yoldaki şeritler ve levhalar arka arkaya o kadar hızlı geçiyor ki kum saatinin bittiğinin farkına bile varamıyoruz.
Elimizdeki ayna eğer geçmişi birkaç saniyeliğine de olsa gösterse,hayatımın bir film şeridi gibi nasıl geçtiğinin farkına ancak varabileceğiz.
Elinde horoz şekeri ile bir çocuk göreceğiz ilk önce. Sonra bizi çok seven insanların bizi nasıl teker teker terk ettiğini. Gençliğimiz ve saçımıza bir anda düşen akları. Kırış kırış yüz hatlarımızı ve afakımızda sönen umutları göreceğiz….
Uyandığımızda bu uykudan neleri kaybettiğimiz ortaya çıkacak. Zamanın nasıl geçtiğini ve nasıl sert estiğini. Her şeyin nasıl değiştiğini ve nasıl değiştirdiğini.
Hayatımız ve zamanımız nasıl da hızla akıp gidiyor. Biz ise bunu idrak edemiyoruz. Hayatın koşuşturmacası bizi bizden alıp götürüyor, dönülmez ufuklara.
Hayatımıza anlam katmamız mümkün mü? Elbette mümkün. Ama önce bir durmamız lazım. Akıp giden bu zamana inat. Bir an bile olsa durmamız lazım. Durup seyretmeliyiz. Seyrimizi ise kaydetmeliyiz. Çünkü zihnimiz ve kalbimiz bin parçaya bölündü. Her tarafa yetişmeye çalışıyoruz. Yorgunuz, asabiyiz ve gerginiz. Bağırıyor ama sesimizi duyuramıyoruz. Vakit daraldı çünkü ve sözler birikti.
O zaman gelin hep beraber asırlar öncesine bir yolculuk yapalım. Tarihin tozlu ama eskimeyen zamanlarına ta İmam-Şafi Hazretlerinin dönemine gidip misafir olalım. Asırlar sonrasından asırlar öncesine dedenin toruna misafir olması gibi misafir olalım. Kanatlarının altında unuttuğumuz huzuru koklayalım biraz.
“İmamı- Şafi hazretleri dalgın dalgın başı öne eğik yolda yürürken, bir adım dikkatini çeker bu dalgınlığı edeple yaklaşarak;
-Efendi hazretleri, derin ve düşünce içinde görüyorum sizi, bir sıkıntınız mı var yoksa.
Der. İmam-ı Şafi Hazretleri ;” Her sabah benden istenenleri düşünüyorum da ondan dalgın yürüyorum.” Der.
Adam merakla sorar;” her sabah sizden istenenler nedir? Neleri düşünüyorsunuz böyle derinden.
İmam-ı Şafi Hazretleri;” Her sabah yeni bir güne başlarken benden şu sekiz şeyin istendiğini düşünüyorum.”
Diyen hazreti imam saymaya başlar o, sekiz şeyi;
1-Rabbim benden farzının istiyor.
2-Resulullah sallallahu aleyhi vesselam benden sünnetlerini istiyor.
3-Aile ve çocuklarım benden helal nafakalar istiyor.
4-İmamım ve aklım benden Rabbimin emirlerine uymamı istiyor.
5-Nefsim ve şeytan da benden kendilerine uymamı bekliyor.
6-Her amelimi yazan meleklerde benden sevap işlememi istiyor.
7-Her doğan güneş bir gün daha yaşlandığımı hatırlamamı istiyor.
8-Her sabah Azrail de kendisine bir gün daha yaklaştığımı düşünmemi istiyor.
İşte her sabah bu istekleri düşünerek yürüyorum bu yollarda, dalgın yürüyüşümün sebebi bu isteklerdir.”(Arifan El ilanı).
Adem DURAN