Başlıktaki soruya aslında cevabım bellidir. Bir uyarıyı belirtmek ve kararı hür iradesi ile millet verdiği takdirde HDP elbette barajı geçmelidir…

Ancak…

***

Türkiye’de temsiliyetler anlamında ciddi manada bir sorun var. Özellikle de hali hazırda uygulamada bulunan yüzde 10’luk baraj nedeniyle az ya da çok, ancak belli bir potansiyeli bulunan birçok düşünce, etnik köken ve siyasi hareket Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmiyor.

Bu anlamda günümüz koşullarında baraj muhabbetleri ile ilgili çok radikal kararların alınması gerektiğini düşünüyorum.

Bakın radikal diyorum, çünkü bu iş hakkında öyle düşürülmesi gibi hamlelerin akıl ile izah edilebilir nitelikte olmadığı aşikardır. Seçim barajının düşürülmesi ile ilgili bir beklenti içinde olanlar tamamen yanlış bir tutum içindeler. Haliyle bu tavırları bana kesimlikle samimi gelmemektedir.

Zira bu düşüş beklentisi içinde olanların derdi sadece meclise girerek kendilerine birer makam elde etmektir. Bana göre baraj düşürülmemeli. Tamamen kaldırılmadıktan sonra barajın düşürülmesinin, meclisteki temsiliyetlerin önünü yüzde 100 oranında açmayacağını herkes gibi ben de biliyorum.

Yani bu iş ya tamamen kaldırılmalı ya da bugünkü hali devam etmelidir. Ancak özgürlükçü bir düşünnce ile hazırlanacak olan yeni bir anayasa ile bu baraj sorununu Türkiye’nin bir daha konuşmayacağına da eminim.

***

Türkiye’nin şu aşamada en çok tartıştığı konulardan biri HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği mevzuu. Bu konuda toplum adeta ikiye bölünmüş gibi. Görüştüğümüz topluluklar, -Hatta bu topluluklar içinde MHP’li taife de var-, farklı iki tezi savunuyorlar.

Dahası millet HDP’nin baraj muhabbetleri için iki arada bir derede kalmış. Çünkü onlara göre akıllar HDP’nin barajı geçmesini, vicdanlar ise geçmemesini istiyor…

Milletin çok büyük bir kesimine göre akıl bu arkadaşların barajı geçmesini istiyor. Sebebi ise ‘Meclise giremezlerse sokakları karıştırırlar’ mantığından kaynaklanıyor.

Vicdanlar istemiyor, onun da gerekçesi, toprağa verilen şehit cenazeleri…

HDP, bu noktada son derece sıkıntılı bir süreçte. Çünkü tehdit üzerine başlattıkları siyaset anlayışı, belki de ilk kez geri tepecek bir kıvama geldi. Zira Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli vatandaşımız, gelinen noktada gerilim yaşanmasından rahatsız.

Bazı siyasetçilerin, “Meclise giremezsek, alternatif meclis kurarız” ya da “Sokaklara çıkarız” gibi tehditlerinden tümüyle rahatsız…

Çünkü Kürt kökenli halkımız da biliyor ki, bu tür tehdit kokan söylemlerin sahibi olduğu zihniyetin sahipleri belli ki barış, huzur ve kardeşlik kelimelerinin ne manaya geldiğini henüz tam olarak kavrayamamışlar…

Yapılan her sokak eylemini, her terör saldırısını, her provokatif girişimi saçma bir şekilde ‘hak arama’mücadelesi şeklinde lanse etmenin toplumun kardeşliğine ne gibi katkı vereceğini Kürt kökenli halkımız hala çözebilmiş değil.

Evet, HDP barajı geçmelidir. En azından millet bu partiye desteğini verecekse geçmelidir. Takdir milletinse kimse bir şey söyleyemez. Çünkü bizler her zaman ‘Takdir milletindir’ sözüne inanmış ve bu şekilde yaşamış insanlarız. Ancak bu tercih silah ve kan kokan gösteriler, reklamlar, afişler ve sahte barış naralarıyla olacaksa haliyle bakış açısı da aynı oranda olumsuz olacaktır.

Ve dahası, bu tür çabaların hiçbir zaman olumlu sonuç vermediği de gün gibi aşikardır.

 

Onayı gönül rızası ile millet verdiyse HDP elbette barajı geçecektir. Şunu iyi bilsinler ki, toplum ‘kan’ sözünü dahi duymaktan iğrenmeye başlarken resmini her gün karşısında görürse travma yaşar. O travma da sahiplerinin başına patlar…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817