İslam çoğrafyasının öksüz evladı. Üç dinin  kutsal merkezi . 1947 yılından beri kanayan yaramız, dinmeyen göz yaşımız. Kalbimize saplanan ok.

Resûl-i Ekrem'in (sav)  sağlığında belli bir dönem için Kudüs'ün kıble olarak tercih edilmesi, İsrâ suresinin 1. âyetinde şöyle buyruluyor:"Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir.”

Örneğin Maide suresinin 20 ve 21. ayetlerinde şöyle buyrulmaktadır:

"Musa milletine şöyle demişti: "Ey milletim! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Aranızdan peygamberler çıkardı ve sizi krallar yaptı. Alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi. Ey milletim! Allah'ın size yazdığı kutsal toprağa girin, geriye dönmeyin; yoksa zarar edenler olursunuz."

Kudüs bizim kutsalımızdır. Mahremimizdir.

İlk kez Hz Ömer’le  (r.a) İslam’la tanışan belde zulümden huzura, adaletsizlikten adalete kavuşmuş, huzuru tatmıştı.

Haçlı seferleri ile tekrar zulmün ve adaletsizliğin pençesinde göz yaşlarına ve kan gölüne dönen Kudüs Selahattin Eyyubi ile huzura tekrar kavuşmuş, bu huzur ortamının kısa olmasıyla yıllar yılı Osmanlıyı beklemek zorunda kalmıştı. Osmanlı ile tüm coğrafyaya adalet ve huzur gelmiş, huzur ikliminde insanların yüzü gülmüştü. Taki 1947 yılına kadar işte  o, tarihten bu yana hazan ağlar, çile ve göz yaşı kaderi.

Doğan her çocuk  adalet özlemi ile yaşamış. Çocukluğunu yaşamadan büyümüş. Koskoca davayı sırtlayarak  bayraklaşmış , ufuklarında güneş hiç doğmamış.

Tıpkı dedesi Hz Davut Aleyhisellem’in  elini dağarcığına sokup bir taş çıkarıp  sapanla fırlatarak Calut’un alnına saplanmasıyla yüzü koyun yere düşürerek öldürmüştü. Yenilmez denen orduyu sapan ve taşla yok etmişti.

Bu günde “sapan ve taş” Filistin’in  kurtuluş mücadelesinin simgesi olmuş. Simgeleşmişti. Torun dedesine çekmiş, o gün taş ve sapana yenilen çağın şer güçleri bu günde inşaaAllah sapan ve taşa teslim olacak. Taş ev sapan çağın füzelerini yok edecektir.

Kudüs şairi Nuri PAKDİL’in dizeleri duygularımıza tercüman ;

Tûr Dağını yaşa
Ki bilesin nerde Kudüs
Ben Kudüs’ü kol saatı gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs’e
Boşuna vakit geçirirsin
Buz tutar
Gözün görmez olur

Gel
Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar

Adam baba olunca
İçinde bir Kudüs canlanır

Yürü kardeşim
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin

(Ocak 1972)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817