Son yıllarda  özellikle STK’larda çok önemli çalışmalar  vücut buluyor. Devlet sıcak yüzünü Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da göstermesinin semeresini STKların yaptığı hizmetlerde görmek mümkün.
Mart ayında doğu medreselerini incelemek üzere bir yolculuk yapmayı Rabbim nasip etti. Gidip yerinde görmek, çalışmalara yakından şahit olmak  insana mutluluk veriyor.
İlk durağım  yıllardır eğitim danışmanlığını yaptığım  Sivas Arifan Kullüyesi  oldu. İç Anadolu’da medeniyet fikrini yeniden canlandıran muhteşem bir medrese. “SİVAS’TA ARİFAN DEVRİMİ, Sivas’ta işte böyle bir medrese var: Ömer Faruk Akkaya Hoca’nın öncülüğünde açılan bir külliye. Arifan Külliyesi, önümüzdeki on yıl içinde hem eğitim modeli ortaya koyacak hem de özgüveni yüksek, kendi kaynaklarımıza nüfûz edecek, çağın ağlarından ve bağlarından, bağlamlarından ve kavramlarından arınmış, çağrı’nın çağ’ını kuracağı öncü bir kuşağın nasıl yetiştirebileceğinin temellerini atacak bir eğitim devrimine imza atacak. ”(Y.Kaplan)
İkinci  Durağımız Ömer Faruk Hocamla Diyarbakır Suffe Kura Kursu ve Medresesi oldu. İki  binadan oluşan muhteşem bir yapı. İçine girince farklı iklimlerde olduğunuzu hemen fark ediyorsunuz. Sizi bir sıcaklık ve heyecan sarıyor. Suffe Medresesi denince  Baş Müderrisi Tayyip ELÇİ  hocamı yad etmemek olmaz.
Muhammed Tayyip ELÇİ 1973 yılında Diyarbakır’a bağlı Beybulak köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde okudu. 1989–1993 yıllarında Ortaokul ve liseyi Şanlıurfa İmam-Hatip Lisesi’nde dışarıdan bitirdi. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandıysa da okuma imkânı bulamadı. Bu arada bölgenin önde gelen âlimlerinden olan babasından Arapça ve temel İslam ilimlerini ders alarak icazet aldı.
2001 yılında başladığı Açık Öğretim Fakültesi İlahiyat Ön Lisans bölümünü 2003 yılında onur belgesiyle bitirdi. 2005 yılında başladığı Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesini 2008 yılında ikincilikle bitirdi. Aynı üniversitede Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı İslam Hukuku Bilim Dalında “Son Dönem Âlimlerinden Molla Sadrettin Yüksel ve Fetvâları” isimli teziyle yüksek lisansını 2010 yılında tamamladı. Halen mezkûr üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagati Bilim Dalı’nda “Arap Dilinin Hanefi ve Şafii Mezheplerinin İhtilafındaki Rolu” tezi üzerinde doktora çalışmasını sürdürmektedir.

Son derece  olaylara vakıf ve eğitim sevdalısı. Yirmi dört saati medrese ve yarınlara iz bırakacak  bir nesli yetiştirme gayret ve çabasında ilim ehli bir insan. Meydana getirdikleri medrese Diyarbakır’da yıkılmaz bir kale. Her türlü yobazlığa karşı duran bir uç beyi adeta. Sarsılmaz temeller atılıyor.

Yolumuz medreselerin  tarihin de  büyük bir yeri olan Siirt’ e kadar uzandı. Siirt bambaşka bir yer. Her  yerde  ilim yuvaları var. Medrese eğitimi hala çok canlı ve revaşta. Her köşe  medreselerden eğitim alan öğrencilerle  cıvıl cıvıl. İlim öğrenme aşkı buralarda çok daha yüksek. İnsanlarımız akın akın bu medreselere  çocuklarını teslim etmekte.
Bu bölgede kuran kursları çok faal. Özellikle kız kuran kursları.Bu kurslarda verilen eğitim görülmeye değer. Geleceğin anneleri adeta Hz Zekeriyya’nın  terbiyesinde yetişmiş Hz Meryem misali yeni Meryemler yetiştirme gayret çabasındalar.
Annenin eğitildiği bir toplumun yıkılması mümkün değil. Anne eğitimi aslında geleceğin, gelecek kuşakların, umudun, kurulacak medeniyetlerin ilk harcıdır. Sanatsal ve estetik açıdan da bu eğitimler desteklenebilirse önümüz ve ufkumuz çok açık. Kızlarımızın hepsi yatılı olarak eğitim ve öğretim görüyorlar. Burada Valilik, diyanet ve kuran kursları el ele vermişler bataklık denen yerlerden ne güller yetiştiriyorlar. Bu çalışmalara bakıp da hayran olmamak mümkün değil. İnsanın azmi gayretine birde hayaller eklenince bu diyarlara aydınlık çok daha yakın.

Özellikle Siirt Vali Yardımcısı Bünyamin  KUŞ Bey’in çalışmalarına hayran olmamak mümkün değil. Tam bir eğitim gönüllüsü. Ülke kalkınmasının eğitimden geçtiğini biliyor. Eğitim kurumlarına hem gönlünü hem zamanı vermiş.  
Kurduğu iletişim ve yapıcı tavırları  farklı iklimlere götürüyor sizi. Yeniden bir heyecana kapılıyorsunuz. Hayalleri ve umutları çok canlı.  Tüm olumsuzluklara rağmen Siirt’te yeşeren her başakta, açan her gülde  emekleri çok büyük.

Ülkemizde güzel şeyler oluyor. Tohum toprağa çoktan düşmüş. Tohum toprakla kucaklaşmış.  Bize düşen bu tohumların filizlenmesini beklemek olacak. O zaman ülkemin dört bir yanında nice yedi verenler boy salacak, boy verecek. Ümitlerimiz yeniden yeşerecek, medeniyetimizin ayak seslerini Doğu ve Güneydoğudan şimdiden duyar gibiyim.


Adem DURAN
Eğitim Uzmanı
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817