Tütünçiftlik Yavuz Sultan Selim Mahallesi’nde yer alan Körfez Cemevi’nde yapılan toplantıya, Anadolu Kültür Görgü ve Cemevi Başkanı Şeref Arslan, Derince İmam Hüseyin Cemevi derneği Başkanı Mahmut Eskin, Çayırova Abdal Musa Cemevi Derneği Başkanı Şirin Başkan, Körfez Cemevi Başkanı Durmuş Yıldırım, Güzeltepe Yunus Emre Cemevi Başkanı Mehmet Bingöl, Hacı Bektaş Veli Derince Cemevi Başkanı Hüseyin Gülseven, Mudurnu Tepe Cemevi Başkanı Dursun Ali Akbaş, Tavşantepe Cemevi Başkanı Ali Ekber İncesu, Ulaştepe Cemevi Başkanı Teslim Yıldız, Derince Hazreti Hüseyin Cemevi Başkanı Mahmut Eskin ile üyeler katıldılar. Toplantıda yapılan ortak açıklamada yıldönümü yaşanan Maraş olayları anılarak önemli mesajlar verildi.
‘’Hep birlikteyiz’’
Okunan ortak açıklamada şu cümlelere yer verildi; ‘’Bugün Maraş’ta yiten canları bir kez daha anıp, yaad etmeye, yaraları kaşımaya değil merhem olmaya geldik. Son zamanlarda terörde hayatlarını kaybeden şehitlerimizi anmaya, bu acıları bizlere yaşatan, güzel yurdumuzu cehenneme çevirmek isteyenlere karşı birlikte olduğumuzu haykırmaya geldik. Maraş’ta, 1978 yılı 19-26 Aralık tarihlerinde 105 kişi katledildi yüzlercesi yaralandı, yüzlerce ev ve iş yeri yandı. Yıllarca bunun neden ve niçinleri peşinde koştuk ve halen cevap arıyoruz. İnsanlara ve insanlığa karşı işlenen bu suç ve cinayetlerin asla haklı gerekçesi olamaz. Yaşadığımız bu acılar bizi bir araya getiriyor. Bizler kin ve nefretle bir araya gelmeyip, kin ve öfkemizin esiri olmuyoruz. Yaşadığımız coğrafya cennete ya da cehenneme dönüştürülmek isteniyor. Çünkü din ve mezhepler üzerinden yönetimler şekillenmeye çalışılıp, ilişkiler onun üzerinden yürüyor. Bunun ne kadar tehlikeli olduğunun ve asla böyle bir şeyin tarafı, savunucusu olmayacağımızın bilinmesini istiyoruz’’ denildi.
‘’İkinci şamar için dönmeyeceğiz’’
Açıklamanın devamında birlik ve beraberlik mesajları verilerek, ‘’Siyasal iktidarların mutlak bir çizgisi ve ideolojisi vardır elbette. Ama bu insanların ayrıştırıldığı, ötekileştirildiği, zencileştirildiği bir anlayış üzerinden olmamalıdır. Ne yazık ki bizler öteden beri bu yaklaşıma maruz kalmış ülke yurttaşları olarak bunun net bilincindeyiz, bu kamplaşmanın ezilen tarafıyız. Tüm bunlara rağmen barış, sevgi ve hoş görü anlayışı içinde hareket etmekle beraber, şamar yiyen bir surat diğer gibi diğer suratını ikinci şamar için dönen bir anlayışta olmayacağının bilinmesini özellikle belirtmek istiyoruz. İnsanlığın temelini hesaplaşma ve helalleşme oluşturacaksa bunun en azından bundan sonraki yaşamımızda bizlere gösterilmesini ve asla böyle acıların bir daha yaşanmamasını istiyoruz. Barış, adalet, sevgi ve hoş görüye en çok ihtiyaç duyulan bu günlerde, sevgi dolu bir dünya geleceğinde yaşamak için el uzatıyoruz. Bu toprakların ve ülkemizin bizim için su, ekmek, hava, namus kadar yaşamsal değeri var olduğundan asla ve asla gidecek bir yer hayaline kapılmadık. Bu topraklarda yaşayıp, yaşlanacağız. Bizlerin acılarına sebep, vesile olan ve eline, yüreğine kan bulaşan canilerde kendi karanlık labirentlerinde sonsuza dek lanetli bir şekilde mahkum olacaklardır’’ denildi.