Fil hastası sayısı Kocaeli’de artıyor

15 Ağustos 2014 Cuma 09:14

İzmit Cumhuriyet Parkı Sanat Kafe’de basın mensuplarıyla bir araya gelen Seka Devlet Hastanesi’nden Fizyoterapist Gökhan Aygül, halk arasında ‘Fil Hastalığı’ olarak bilinen Lenfödem hastalığını anlattı. Hastalığın Kocaeli’nin bir sanayi kenti olması sebebiyle kanser vakalarıyla aşırı bir şekilde arttığını vurgulayan Aygül, “Vatandaşlar erken tanı yöntemiyle hastanelerimizde muayene olmalılar. Vakalar ölüme kadar gidebiliyor” ifadelerini kullandı.

NASIL BİR HASTALIK?

Lenf ödem hastalığının lenfatik sistemin yetmezliğinden kaynaklanan bir durum olduğunu anlatan Aygül, “Lenf sistemi düşük hidrostatik basınçla vakum gibi çalışan ince damarlardan oluşmuş bir sistemdir. Bu sistemin görevi kılcallardan doku aralığına kaçan sıvı ve plazmayı tekrar dolaşım sistemine döndürmektir. Lenf ödem genellikle ekstrem itelerde şişme ile kendini gösteren proteinden zengin lenf sıvısının hücreler arası alanda birikmesidir. Lenf ödem lenf drenajı ve kılcal damar filtrasyonu arasındaki dengesizlik sonucu hücrelerarası alandaki sıvı ve protein miktarının artmasıdır” dedi.

KANSER BİRLİKTE ARTIŞ VAR

Hastalığın yarattığı sorunlarla ilgili bilgi veren Aygül, şöyle devam etti: “Sanayi kenti olan Kocaeli’de çok fazla kanser vakaları görülüyor. Lenfödem hastalığı da kanser vakalarına paralel olarak kendini gösteriyor. İnsanlar en kısa zamanda erken tanı yöntemiyle hastanelerimizde muayene olsun. Vakalar ölüme kadar gidebiliyor. Hastalığın ilaçlarını devlet karşılamıyor.”

DOĞRU TEDAVİ ŞART

Lenfödem hastalarının yaşam standartlarına değinen Aygül, “Lenf ödem hastalarının yaşam kalitelerinde önemli azalmalar görülür. Psikolojik sorunlar, sosyal ve seksüel sorunlar meydana gelir. Tedavi görmemiş, tedavisi yarım kalmış veya yanlış tedavi görmüş kişilerde şişlikler artmaya devam eder. Bu nedenle doğru zamanda yapılacak tedavi çok önemlidir” diye konuştu.

ÇORAP ÖNEMLİ

Hastalığın son evresine değinen Aygül, “Hastalığın son evresi, tıp dilinde koruma fazı olarak geçer. Bu evrede hastanın uygun çorap ölçüsü alınır ve hastaya koruma fazında yapacakları konusunda bilgilendirme yapılır. Hasta her gün cilt bakımını ve egzersizlerini yapar. Yurt dışından getirilen ve 400-500 Euro arasında değişen kompresyon çorabının her gün dikkatli bir şekilde, aksatılmadan giyilmesi gerekir” dedi.