Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depreminde hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıp yakınlarına sabır dileyen Başkan Doğan” depremin her yıl dönümünde farkı duygular içinde oluyoruz. 17 Ağustos, İzmit için, Kocaeli için, Yalova için, Adapazarı için çok büyük acıların dramların yaşandığı bir tarihtir. 45 saniye içerisinde onbinlerce insanımızın hayallerinin umutlarının yaşamlarının kaybedildiği bir gündür. Allah asrın felaketinde hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Mekanlarını cennet eylesin. Bu gün için onlara dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Ama bu gün yaşayanlar için yarın yaşayacaklar için elimizden çok şey geliyor.
1999’DA HER ALANDA SINIFTA KALDIK
O dönemde birçok konuda sınıfta kaldık. Şehircilikte sınıfta kaldık ,inşaatçılıkta sınıfta kaldık, zemin etüdünde sınıfta kaldık. Devletin yardım organizasyonunda sınıfta kaldık. Düşünüyor musunuz deprem oluyor, asrın felaketinde onbinlerce insan yaşamını yitiriyor hükümet deprem bölgesine ulaşamıyor, başbakanın haberi olmuyor. O dönem ben Derince’deki Sopalı Hastanesinde idareciydim, hem de hekimdim. Bir ay boyunca hastanenin bahçesinde yattık, çadır hastaneleri kurduk, çadırda ameliyathaneler kurup hastalara, yaralılara şifa dağıtmaya çalıştık. Dönemin SSK’lardan sorumlu bakanı 3 ay sonra şehrimize, hastanemize geldi. O dönemde herkes sınıfta kaldı. Sadece sınıfı geçen Türk milletinin, İzmit halkını birbiriyle olan dayanışması sınıfı geçmişti. Allah o günleri bir daha göstermesin” şeklinde konuştu.
ÇOK MESAFE ALDIK
Başkan Doğan, 1999 depreminden ülke olarak önemli dersler çıkartıldığını da ifade ederek” İzmit Belediyesi olarak çok daha bilinçli olup hem imarla ilgili planlamalarda hem inşaat yapımlarında hem denetimlerde çok daha dikkatliyiz. Dersimizi iyi çalışıyoruz. 1999 depreminde tıbbi kurtarma ya da medikal kurtarmada da oldukça zayıftık. Bir çok sakatlıklar, bir çok kurtarma ölümleri, birçok organ kayıpları hep o dönemdeki tıbbi kurtarma hatalarından oldu.
UMKE DÜNYANIN HER YERİNDE
Bu durumları iyi analiz edip Türkiye’nin ve dünyanın gururu olabilecek, kısa adı UMKE olan Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerini kurduk. Şahsen UMKE’ lerin fikir babası bir anlamda isminden her şeyine kadar planlayan ortaya çıkaran birisi olarak büyük bir gurur duyuyorum. Allaha çok şükür artık dünyanın neresinde bir felaket varsa UMKE olarak yardıma ilk koşan ülke haline geldik. Şu anda dünyanın en büyük medikal kurtarma ekipleri bizde ve bunlar sadece Türkiye’de değil İran’da, Pakistan’da, Afganistan’da nerede bir afet vara hemen oradalar. Sonuç olarak afetler konusunda epeyce ders aldık. Ders almak yetmez daha da iyi olmak zorundayız. Bir insanımızın dahi burnunun kanamaması hedefine göre çalışma yapmamız lazım. Buna göre binalarımızın, inşaatlarımızın, çevre depremi de düşünerek planlamamız lazım. 5 yıldır okullarımızda özellikle afetle ilgili, depremle ilgili eğitimler veriyoruz. İzmit Belediyesi bu alanda da dersine iyi şekilde çalışmaktadır. Ama sadece bizim dersimize iyi çalışmamız yetmez. Vatandaştan itibaren tüm devlet kuruluşlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin, medya, sanatçılar dahil herkesin afet ve deprem bilinci konularında da dersine iyi çalışması gerekir. Bu ancak topyekûn yapılacak çalışmalarla başarılabilecek bir durumdur” dedi.