AŞKIN KAHVECİ’NİN ADI BİR SALONA SIĞMAYACAK KADAR BÜYÜKTÜR
Körfez’de geçtiğimiz günlerde temeli atılan Körfez Spor Salonu, sadece betonun, demirin, projenin ve rakamların bir araya geldiği bir yapı değil…
O gün atılan temel aslında bu kentin gençlerine, bu toprakların geleceğine atılmış bir adımdı. Törende konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı da, Körfez Belediye Başkanı da bu heyecanı saklamadı. Her biri gençler, spor ve bu şehrin evlatları için umutlarını paylaştı.
Ama o kalabalığın içinde, törendeki heyecanlı cümlelerin arasında öyle bir isim vardı ki…
Aşkın Kahveci…
Aşkın Hoca, söz konusu spor, emek, sabır, ter ve başarı olduğunda herkesin kalbinde aynı yere oturur.
Körfez ilçesinin yetiştirdiği, yalnızca ilçemiz için değil, bu ülkenin spor tarihi için büyük bir değer olan, 70 yaşını geçmiş ama gönlü hala gençlerle atan, uzak doğu sporlarının yaşayan bir çınarı…
Sporcu, antrenör ve milli hakem…
Ve hepsinden önemlisi hayatına dokunduğu her gencin gözünde “hocam” olmayı başarmış bir insan.
Aşkın Kahveci’nin yetiştirdiği sporcular sadece madalya kazanmadılar. Bu ülkenin spor kültüründe iz bıraktılar. Ulusal ve uluslararası arenalarda yetiştirdiği gençler Avrupa’da, dünyada kürsülere çıktı. Onların başarısı, hocanın hayat boyunca takım elbise yerine eşofmanı, rahatlık yerine emeği seçmesinin meyveleriydi.
Benim içinse bu hikaye biraz daha özel…
Çünkü kızım Şevval de Aşkın Hocanın öğrencilerinden biri. Şevval’in Avrupa şampiyonluğu, dünya ikinciliği ve üçüncülüğü varsa, bunun arkasında bir babanın gururundan önce Aşkın Kahveci’nin yıllara meydan okuyan emeği duruyor.
Aşkın hoca, Şevval’in sadece sporculuğunu değil, karakterini, duruşunu, sabrını ve cesaretini de şekillendiren bir yol gösterici oldu.
Tam da bu yüzden, bu şehre kazandırılacak her yeni spor tesisi, bizler için sadece yapı değil bir vefa sınavıdır.
Törende hem Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve hem de Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt’ün Aşkın Kahveci’yi öven sözleri, aslında herkesin gönlündeki ortak duyguyu dışa vuruyordu. Bu şehir kendi değerini biliyor, tanıyor.
Biliyor ama bazen o değeri göğe kaldırmak için bir adım daha atmak gerekir.
Belki de bugün en uygun zaman.
Temel atma töreninden bu yana açıkçası yapılacak olan spor salonuna Aşkın Hocanın isminin verilip verilemeyeceğini düşünmeye başladım.
“Aşkın Kahveci Spor Salonu”…
Her ne kadar bu bir öneriden ziyade bir tespit ise de bu yazıyı okuyan her insanın “Neden olmasın?” diye düşündüklerine eminim.
Aslında;
Bu düşünce; bir ömrün emeğine duyulan saygıdır.
Bu düşünce; gençlere yıllarını veren bir hocanın kendi memleketinde ölümsüzleşmesidir.
Bu düşünce; Körfez’in kendi evladına sahip çıkmasıdır.
Bu düşünce; vefanın, geleneğin, spor ahlakının ve insanlığın bir karşılığıdır.
Aşkın Kahveci’nin adı o salonda olursa…
Orada atılan her adım, yapılan her antrenman, kazanılan her madalya, yenilenen her umut bir ustanın gölgesinde, bir çınarın nefesiyle bütünleşir.
Ve yıllar sonra o salonda spor yapan bir genç madalya kazandığında, “Ben Aşkın Kahveci’nin adını taşıyan salonda yetiştim” diyecektir.
İşte o zaman bugün attığımız temel gerçek anlamını bulur.
Körfez’in bir değeri kentin hafızasında ve geleceğinde yerini almış olur.
Bence bu şehrin buna borcu var.
Ve bazı isimler vardır…
Bir salona sığmaz ama o salon ancak onların adıyla anlam kazanır.
Aşkın Kahveci işte o isimlerden biridir.