banner2752
banner2750
banner2776

Liselere Giriş Sınavı LGS sonuçları açıklandı. Bakıyorum da bazı devlet okulları ve özel okullar kendilerinden çıkan ki hepi topu 181 tane birinciyi paylaşıp duruyor. Hatta Türkiye’de şube sayıları yüzleri bulan bazı özel okullar on küsür tane birinci çıkardık deyip sözüm ona başarı hikayesi yazıyor. LGS’de öğrencilerin sadece yüzde 7’si 400-500 puan aralığında yer alıyor, 200-299 puan aralığına öğrencilerin yüzde 56’sı yığılmış durumda!.. Hani başarı!

Kimse 2020 LGS’de Türkiye ortalamasının neden düştüğünü sorgulamıyor. Türk’üz Türkçe sorularında bile 20 soruda ortalama 10 olmuş. Bu da bize gösteriyor ki Türkçe konuşmak yetmiyor, Türkçe sorularını çözmek için. Peki ne lazım? İyi bir okuduğunu anlama becerisi, muhakeme yetisi ve dil bilgisi gerektiriyor. Yani her başarıda olduğu gibi, hiçbir başarı tesadüf olmadığı gibi çabalamak gerekiyor.

Fen bilgisi dışında ortalamalar düşmüş durumda. Yabancı Dil yine en düşük netler arasında.  Bizim dışımızda yoktur bu kadar Yabancı Dil dersi verip de yabancı dil öğretemeyen, konuşturamayan bir nesil yetiştirmek. Zaten 2020 LGS’de de en düşük ortalama yabancı dilde.

Peki bu durumu ortadan kaldırmak ya da bir nebze başarı için ne yapılmalı? Öncelikle tribünlere oynamayı bırakmalı... Müfredat değiştirilmeli. Yaparak yaşayarak öğrenme, kişiye özgü öğretim modeli her okulda uygulanmalı. Tam öğrenme modeli her branştaki öğrencilere aksettirilmeli.

Öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmalı. Eğitim fakülteleri yapılandırılmalı. Sadece sınavla öğretmenlik hakkı kazanılmamalı. Öğretmen yetiştirmede yenilikçi bir yaklaşım teşvik edilmeli. Performansa dayalı sistem getirilmeli. Öğretmenlerin sosyal hakları, öğrencilerin fiziki şartları iyileştirilmeli. Kalabalık sınıflarda tam manasıyla eğitim- öğretim gerçekleşemez. Gerçekleşse de adı maalesef iyi bir eğitim olamaz. Bunlarla ilgili son yıllarda muazzam yol da alındı ama büyüyen Türkiye’mizde daha dinamik olmamız gerekiyor.

Ayrıca biz eğitimciler de bu sonuçlardan pay sahibiyiz. Öğrencilerin, bilhassa Z kuşağının dilini, kodunu anlayan, çözebilen öğretmenlere ihtiyacımız var. Çünkü bu nesil; çoğunlukla hızlı tüketen, sabırsız, çok da özverisi olmayan internet neslidir.

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi: “Yeni nesli, Cumhuriyet'in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin yeteneğiniz ve özveriniz derecesiyle uygun olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister.”

Sözün özü, umarız çocuklarımız daha da güzel yarınlara uyanarak onları yarıştırmayan, kategorize etmeyen bir eğitim çağında yaşamaları.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2763

banner2765

banner2754

banner2762

banner2764

banner2766

banner2751

banner2771

banner2773

banner2772

banner2774

banner2775

banner2723

banner2680