banner3047

ERYILMAZ, 15 TEMMUZ’U DEĞERLENDİRDİ.
 Eryılmaz açıklamasında, ‘’ 15 temmuz 2016 tarihinde, fetö terör örgütü yandaşları dışında hiçbir vatandaşımızın tasvip etmeyeceği bir girişim yaşandı, fakat günün sonunda; şehitlerimizin kanıyla renklenen al bayrağımızı ellerine alarak demokrasi mücadelesi veren vatandaşlarımızın üzerine, vatan savunmasında kullanılacak silahlarla; yani tanklarla, helikopterle ateş açan bu üniformalı vatan hainleri, milli irade karşısında hüsrana uğrayarak adeta kaçacak delik aradılar.     Vitrinde “sözde müslüman” görünen darbeci bozuntularının yapmış olduğu bu hain darbe girişimini; Mhp grubum adına, esefle kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın o gece zor da olsa telefonla özel bir televizyon kanalına bağlanarak, yüce Türk Milleti’ni sokaklara davet etmesi, şüphesiz çok önemli bir adımdı. yapılan şuursuz darbe girişiminin bertaraf edilmesinde bu hareketin önemi tartışılamaz.

Genel Başkanımız sayın Devlet Bahçeli  beyin de bu demokrasi çağrısına destek vermesinden onur duyuyoruz. Tüm partilerin demokrasi yolunda birleştiği bu önemli gecede yaşananlar; eminiz ki, bir süre sonra tarih kitaplarında yerini alacak. Ama bu kitaplar en çok Türk Milleti’nden bahsedecek. Çünkü canlarını hiçe sayan, sokaklara dökülen, tankları durduran ve darbenin bir girişim olarak kalmasını sağlayan onlar. Böylesine bir girişim, her milletin üstesinden gelebileceği bir durum değildir. Milletimiz, azizliğini bu olayla birlikte bir kez daha göstermiştir.      Tabii ki Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bulunan aklıselim komutanlarımızın da, yüreği vatan için atan mehmetçiğimizin de; Cumhuriyetimize yürekten bağlı emniyet güçlerimizin de bu hain planın çözülmesinde büyük rolü var.

     Darbe bir girişim olarak kaldıysa; bunda, canından olacağını bile bile Ankara Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda, darbeci generali alnından vuran Astsubay Ömer Halisdemir gibi, nice şehidimizin payı büyük. bu onurlu asker aracılığı ile şehit olan tüm kamu görevlilerimizi de rahmetle anıyorum. Bu ülke Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana birçok kahraman gördü. Bu gibi olaylara cüret edenlerde milletimizden aynı tepkiyi görmeye de devam edeceklerdir. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin darbe girişimi gecesi dile getirdiği gibi, bizler; vatan, devlet ve milletimize yönelen her türlü bölücü eğilime karşı devletimizin ve milletimizin yanındayız’’ dedi.

Eryılmaz açıklamasında, ‘’     7 Ağustos Pazar günü Yenikapı mitingindeki özlenen fotoğrafın  daim olmasını istiyorsak uzlaşmacı ve yapıcı  siyaseti hep beraber sürdürmeliyiz. Sonuçta 15 Temmuz gecesi  millet olarak çok ciddi bir sınavı geride bırakmış durumdayız. “her şerde bir hayır vardır” derler. Türk milleti, milli iradeyle halkı yönetmeye hak kazananları, darbeyle indirmeye kalkan vatan hainlerini yine kendi iradesiyle püskürtmüştür. Bu durum, demokrasi kültürünün ülkemizde artık ne denli güçlendiğini göstermesi için  çok önemlidir.

Bir yönetim şekli kabul edilen Cumhuriyet ve düşünce akımı olarak Atatürkçülük de itibarını geri kazanmış, böylece ülkede yanlış giden, yanlış tanımlanan, içi boşaltılan kavramlar, birer birer ortaya çıkmıştır. Bundan sonra yapılması gerekense bellidir.     Kazançlarının %10’unu, %20’sini himmet adı altında örgüte veren, bağışlar yapan ve bu yaptıklarıyla vatandaşlarımıza ve milli iradeye kurşun sıkan, meclisimizi bombalayan gözü dönmüş bu din tacirlerine destek verenlerin birer birer ortaya çıkarılması,       demokrasi mücadelemizde başarılı olabilmemiz için atılması gereken en önemli adımlardan biridir. Bugün dönüp baktığımızda terör örgütünün özellikle 2002-2012 yılları arasında yapılan sınavlarla, devlet dairelerine istediği kişileri sokarak bu işleyişi sekteye uğrattığı, ve sadece kendi amacına  odaklanarak devletin içinde bir paralel Gülen’in yükselişi görmezden mi gelindi? Her iki durumda da devlet sistematiğinde bir problem vardır ve bu problemi çözemeyen her kim varsa 15 Temmuz gecesi yaşananlarda kusur sahibidir.

Eminiz ki tarih onları da yargılayacaktır. Yapı oluşturduğunu görüyoruz. tabii paralel yapılanma sadece devlet dairelerinde değil; ticaret odalarında, sivil toplum derneklerinde, hatta belediyelerde’de sürmüştür.  Sayın Cumhurbaşkanımızın 17-25 aralık sürecinden sonra dile getirdiği “inlerine gireceğiz” sözü bu şartlarda tabii ki uygulanmalıdır. fakat bu süreçte haksız yere suçlu bulunacak bir kişinin bile vebali büyüktür. bu nedenle soruşturmaların büyük bir titizlikle ve en önemlisi suçsuzun hakkını koruyarak yürütülmesi gerekir.    Bunun yanında hükümetin üstünde durması gereken konulardan biri de devlet eliyle düzenlenen sınavlardır. Bugün hainlerin bu sınavlar aracılığıyla nasıl devlete sızdıklarını daha iyi anlayabiliyoruz.     İnşallah bundan sonra hükümet kamu personeli seçme sınavı ve diğer  sınavlarda kendi görüşünde olmayan vatandaşlarımızın çocuklarının da hakkını koruyabilir. Ne mutlu Türküm diyene’’ dedi.

 

 

 

 

 

    

 

     

    

   

   

 

                                                                                                                                                         

 

     

 

 

 

 

   

 

    

    

 

                                                                                                                            

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.