YAŞADIĞINI ANLAYAMAM AMA YANINDAYIM.!

Resimde ilk bakışta birbirine sarılan iki insan görüyoruz. Ancak dikkatli baktığımızda ikisinin baktığı pencerelerin farklı manzaralar olduğunu. 

Bu aynı bir olayı farklı açılardan görmemiz ve farklı açılardan görmemize rağmen birbirimizi yargılamamamız ve birbirimizin yanında olmamız gibi. 

Örneğin kaygı seviyesi normalden fazla olan birini ele alalım. Yaşadığı basit bir olay onda yüksek düzeyde kaygı uyandırabilir. Size göre olay basittir, üzülmesi ya da kaygılanması gereken bir durum yoktur. Ancak onun için o ‘an’ hiç de öyle yaşanmıyordur. 

Kaygı/anksiyete her zaman panik atak şeklinde görülmeyebilir. Bazen öfke, kızgınlık,üzüntü şeklinde de ortaya çıkabilir. Her şey iyi giderken bile onun kendi köşesinde endişe ve üzüntü hakim olabilir. 

Böyle zamanlarda kaygılı birey, onu düzeltmenizi beklemez. İhtiyaç duyduğu şey yalnızca onun için orada olmanız ve yargılamadan yanında olduğunu hissettirmenizdir. 

Duymak istedikleri en son şey ise “ARTIK BUNLARI AŞ!” “SAÇMALIYORSUN!” “İYİCE DELİRDİN!” gibi şeylerdir. 

Bunun yerine o an sadece yanında durmak ya da “Yaşadığın şeyi anlayamam ama senin için yanında kalabilirim.” gibi bir cümle daha rahatlatıcı olacaktır. 

Endişe/kaygı, yaşadığınız herhangi bir olaydan dolayı tetiklenebilir. Yaşadığımız günler ise kaygımızın tetiklenmesi ve endişeli hissetmemiz için yeterli zemini fazlasıyla hazırlıyor. Her gün duyduğumuz ölüm sayıları, aile içi çatışmalar, sosyal hayatın eskisi gibi olmaması, çevre sorunları vb. 

Böyle zamanlarda destek almak kendimizi iyi hissetmemizi ve duygudurumumuzla baş etmemizi sağlar. Bu yardımı ise bir psikolog veya psikolojik danışman sağlayabilir.