banner3089
banner3047

Pehlivan, ayağına kurşun sıkmayacaktır.

Bu hafta size Körfez Belediyesi’nin Denetim Komisyonu seçimlerinin  iç yüzünden bahsetmek istiyorum.

Körfez ilçede şu sıralar CHP 'li meclis üyelerinin yaptığı tutarsızlıklar gündemde.

Başkan Pehlivan'ın belediyeye bağlı Yarpaş adlı şirketinin ihale yasasına göre borcu olduğu için ihaleye girememesinden dolayı, işçilerin maaşlarını verebilmek için, kanunlardaki yetkisini kullanarak Körpaş adlı borcu olmayan bir şirket hibe olarak almıştı.

CHP'liler bu şirkete çok şiddetli bir şekilde “siz kanunsuz iş yapıyorsunuz” diye bir süre muhalefet ettiler. Daha sonra ki günlerde de  grup başkan vekilleri Zeynel Sarıkaya bu kurulan şirketin meclisten geçmesi için  bir önerge vermişti.

 

Kamuoyunda çok şiddetli tepkilerin gelmesinden sonra Zeynel Sarıkaya  hala bir açıklama  yapmadı.

 

Ama bir diğer meclis üyesi Tuğman Kayalı meclis toplantısında bir çok basın mensubu olmasına rağmen,  önerge verme olayını inkar eden bir açıklama yaparak, belediye basınını suçladı.

 

 Ben bu konuya  girmeyeceğim. Zira bu konu da yeterince yazdığımızı düşünüyorum.  Kamuoyu  da bu konuda kanaatimce yeterince bilgilendi. CHP’lilere gelince anladım ki kamuoyu ne yazarsa yazsın onlar yalan söylemeye ve bildiklerini okumaya devam edecekler.

 

Ben denetim komisyonu üyeliğine CHP'lilerin niye ısrarla Tayfun Balıkçı'yı seçtirmek istediklerinden bahsedeceğim.

Körfez Belediye Meclisi CHP Grubunun komisyona önerdiği Tayfun Balıkçı'yı seçmedi. İyi ama neden seçmedi de yerine aday bile olmayan Musa Dere'yi seçti.

 

Bence Tayfun Balıkçı'nun suçu çok büyük de ondan. Efendim bildiğiniz gibi 2 önceki  dönem denetim komisyonu üyesi Tayfun Balıkçı idi.

Bu abimiz geçtiğimiz yıl Körfez Belediyesinin alımlarında yolsuzluk ve usulsüzlük var diyerek ortalığı ayağa kaldırdı. Hatta bir de rapor tutarak savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Savcılık soruşturmasını beklemeden elindeki tutmuş olduğu raporu basınla da el altından paylaştı. Kocaeli Demokrat Gazetesi Körfez Temsilciliği olarak  bu rapor bize de gelmişti.  

Soruşturma aşamasında olan bir olayı haber yapmamız yasak olduğu için raporu haber haline getirmeyip Savcılığın soruşturmasının sonucunu beklemiştik.  

Yapılan tahkikat sonunda Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı bahse konu şikayette kanunlara uygunsuz bir durum olmadığına karar verdi  ve CHP ‘lilerin yaptığı suç duyurusu hakkında takipsizlik verdi. 

 

Yani CHP'lilerin iddiaları fos çıkmıştı. Avrupa demokrasin de bu olay istifa , Japonya’da harakiri yapmayı gerektirirken CHP li üyeler ne yaptı biliyor musunuz ?

 

 Sıkı durun söylüyorum.  '' Bunlar savcıları da ele geçirmişler'' diyerek işi pişkinliğe vurdular. Cumhuriyet Savcılarına iftira da attılar.

 

Yav kardeşim kıvırma olur,  olur da bu kadar da olmaz.  Madem bunlar savcıları da ele geçirdiler. Sizin tekrar komisyon üyesi seçilmek istemeniz tuhaf değil mi ? Sonuçta dönüp dolaşıp gideceğiniz yer adliye değil mi?

 

Körfez Belediye tarihinde komisyon üyesi olarak belediyeyi mahkemeye veren ilk üye olarak tarihe geçeceksin. İddiaların fos çıkacak, ondan sonra bir daha hangi yüzle tekrar aday olmak istiyorsun?

Ama sizin amacınız üzüm yemek değil ki. Bağcının kafasını gözünü yarmak.

 

Şimdi de aynı Tayfun Balıkçı tekrar denetim komisyonu üyesi olmak istiyor. Bu yaptıkları unutulmuş gibi , kendisini haklı olarak seçmeyen meclise “siz niye etik davranmıyorsunuz” diyor.

 

Şimdi ben de soruyorum. Siz tuttuğunuz raporu savcılık soruşturması ve kararı açıklanmadan niye basınla paylaştınız, sizin yaptığınız bu hareket gerçekten etik siyaset miydi?

 

Amacınız olayı aydınlatmak mı yoksa, soruşturma sonucunu beklemeden basınla bilgileri paylaşıp,   dedikodu üretip Pehlivan'ı kamuoyunun gözünden düşürmek miydi?

 

Belediyelerin tabiri caizse yatak odası olan denetim komisyonunun dosyalarının  fotokopilerini çekip , tuttuğunuz raporla beraber basına dağıtmayı siz  gerçekten etik buluyor musunuz?

 

Eski bir koltuk bulup bunu çöp tenekesinin yanına götürüp fotoğraf çektirip altına da, ‘’ Pehlivan’ı seçimlerde  bu koltuğa oturtacağız’’ yazarak faceboka koymak sizce etik siyaset mi dir?

 

Dolmuş bir çöp bidonunun başına geçip foto çektirip işte ‘’Körfez’in son hali ‘’diyerek facebokta yayınlamakla gerçekten muhalefet yaptığınızı mı zannediyorsunuz?

 

Mecliste yapmadığınız muhalefet için kamuoyu ve taraftarlarınızdan gelecek tepkileri ‘’ Bakın bakın ben muhalefet ediyorum der gibi’’ kamuoyunun gözünü boyamış olmuyor musunuz?

 

Raporda isimlerini geçirdiğiniz esnafların suçu neydi de, şaibe varmış gibi adlarını çıkardınız?

 

 O esnaflarımızın suçu belediyeye mal satmak mıydı? Ama genel başkanınız öğrenci burslarını iptal ettirdikten sonra sizin bu yaptığınız hareket bana göre normaldir.

 

Belediye Başkanı İl dışından alım yaptığı zaman bas bas bağırıyorsunuz. “Alışverişi Körfez’den niye yapmıyorsun” diye. Körfez Esnafında alınca da “bu alımlarda şaibe var” diye savcılığa koşuyorsunuz.

 

Avucunuzu yalayıp savcılıktan takipsizlik verildiği zaman da, pişkin pişkin bunlar savcıları da ele geçirmişler diyorsunuz. Her zamanki gibi çelişki içerisindesiniz.

 

Belediye Başkanı Benim babamın oğlu değil , ama haksızlık karşısında da doğruları yazmak durumundayız. Aksi takdirde vebal altında kalırız.

 

Başkan,” baştan beri ben doğruyu yapıyorum. Arkadaşlar siz olsanız siz de aynısını yaparsınız. İşçi düşmanlığı yapmayın. Bu durum gerekli. Gereksiz muhalefet etmeyin” demedi mi?

 

Siz ne dediniz “yok olmaz kanunsuz olmuştur bu iş” dediniz. Sonra ne oldu. Kendi santraforunuz 90+2 de kendi kalenize bir vole çaktı. Maç bitti. Siz hala tartışa durun spontaneydi bilmem ne miydi?

 

Meclisin gizli oylamada grubunuzdan Musa Dere’yi seçmesinin ardından ‘’Pehlivan, CHP’yi ele geçirmeye çalışıyor ‘’diye açıklama yapmanız kendi arkadaşınıza güvensizlik değil midir?

 

Kamuoyunda gülünç bir duruma düştünüz bilmem farkında mısınız?

 

Siz bu hareketlerle ne kadar güvensiz olduğunuzun farkında mısınız acaba?

 

Şimdi de kalkmış mahkemeye verdiğiniz  meclise ‘’beni bir daha seçin’’ diyorsunuz?

 

Sayın Balıkçı, sizin durumunuzda olanlar için atalarımız ‘’bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz ‘’demişler.

 

Bence bu meclis ve Pehlivan, sizi bir daha denetime falan almazsa, bence sonuna kadar da haklılar. Siz her türlü filmi çevirisiniz bundan sonra.

 

Bence sizin amacınız yaklaşan seçimlerde denetim komisyonundaki görevinizi suistimal ederek komisyonu provake etmek.

CHP'den belediye başkan adaylığınızın konuşulduğu şu günlerde bu iddia cuk diye de oturuyor.

Zira görünen köy kılavuz istemez. Geçmişte de yaptıklarınıza bakarak bu iddiamın da  doğru bir tahmin olduğunu görmekteyim.

 

Bence daha fazla zorlamayın isterseniz. Arkadaşınızı da istifa da ettirseniz, bir çok kere oylama da yaptırsanız, bu meclis yaptıklarınızı unutmadığı için sizi seçmeyecektir.

Benim tanıdığım Pehlivan, bir delikten iki kere sokulmayacak kadar kurnaz ve de akıllıdır.

 

Bile bile lades edip kendi ayağına da kurşunu sıkmayacaktır.  

 

 Olayı şöyle bağlayalım isterseniz. Pehlivan, her zamanki  gibi iyi niyetle size bir şans vermiş, siz o şansı art niyetli ve kötü bir şekilde kullanmışsınız. Olayın özü budur.

 

Selam , saygı ve Dua ile

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Selim Tok 12 yıl önce

kardeşim seni tebrik ediyorum. olay bu kadar net ve akıcı anlatılabilir. kalemine sağlık. yazın kardeşim yazında bu halk ne niçin yapılıyor bilsin

Avatar
Erkan kaya 12 yıl önce

tayfun balıkçıyı 2009 senesinde salih şirin partiye getird. kendisi anaplıdır. gelir gelmez meclis üyesi oldu. salih şirin gitti onlar niye gitmiyorlar acaba

Avatar
Cenk razi 12 yıl önce

tayfun ancak faceboktan yapar muhalefeti. temizlik işleri müdürüne kapısının önündeki çöpü bir telefonda aldırır. ondan sonra aynı müdüre facebokta çakar. en büyük tayfun bizim tayfun