banner3047

Hangi konu olursa olsun, işin içine mutlaka bir duygu katıyoruz. Hele bu biraz da ülke meselesi olunca iş tamamen duyguya dönüşüyor.

Boşuna değil, duygusal bir millet olduğumuz tespiti.

İyi de gerçekler ne olacak?

Gerçekleri konuşamaz mıyız?

Bilimsel, tarihi gerçekler üzerine bir tespit yapıp, onun üzerine yorum yapamaz mıyız?

Rus edebiyatı üzerine bir yazı yazmıştım, inanın çok beğeni ve yorum geldi.

Okuyanlara, yorum yapanlara çok teşekkür ederim.

Çoğu yorumlar benim tespitlerime paraleldi.

Bazı yorumlarda ise ülkemizde de çok iyi yazarlar olduğu yazılmış; Rus edebiyatçılardan da iyiler, denmiş.

Kağıda yazılmış tüm edebi eserler çok değerlidir.

Kimin yazdığının da bir önemi yoktur.

Osmanlı üç kıtaya hükmetmiş bir imparatorluktu.

Dönemin en gelişmiş ve güçlü devletiydi.

Osmanlıdan habersiz kuş uçmazdı.

Yeryüzünün sahibiydi.

Kim buna hayır, öyle değildi diyebilir?

Veya başka bir şey söyleyebilir?

İnkar edilemez, tarihsel bir gerçektir.

Bugün neyi konuşuyoruz; Çin’in teknolojideki başarısını, dünya devi olmasını.

Adamlar şoförsüz taksi, tır yapmışlar; Avrupa ülkelerinin ürettiği markalı ürünlerin daha kalitelisini yaparak, tüm dünya piyasasını ele geçirmişler.

ABD, Çin’i rakip görerek, bu ilerleyişi durdurmak için inanılmaz oranlarda gümrük vergileri koydu.

İktidar yarışını kim kazanacak, tüm dünya onu izlemekte…

Çin’in bu ilerleyişini konuşmak, Çin devletini övmek anlamına mı gelir?

Demokrasi konusunda Avrupa ülkelerini konu edinmek, bu konuda çok iyiler, demek; o ülkelere övgü müdür?

Siz de biliyorsunuz 1900’lü yıllarda Avrupa’da, Rusya’da edebiyatta nirvana yaşanıyor.

Avrupa’da, Rusya’da edebiyat alanında nirvana yaşanırken; Osmanlı’da edebiyat sözlü ilerliyor, şiir üzerinden gidiyor; yazıma daha geçilmemiş.

Osmanlının son dönemlerinde Namık Kemal, Şinasi edebi eserler yazmaya başlıyor. 

Edebiyatın ilk eserleri…

Cumhuriyetin ilanı, Latin harflerinin kabulü ve 1920’lerden başlayan yeni bir süreç…

Yüz yıllık bir geçmiş…

Demem odur ki; edebiyat bizde biraz geç başladı.

Edebiyat deyip geçmeyin, doğması, olgunlaşması, ürün vermesi bir zaman ister.

He deyince olacak işler, değildir.

İyilere iyi demek zor olmasa gerek…

Her ülkenin iyileri mutlaka olacak…

Olması gereken, bunun tespitini yapabilmek, bunu ifade edebilmek…

Tabii ki ülkemizde güzel şeyler olsun isteriz.

Her olumlu gelişme ülkemiz insanı için…

Kim ülkesi için en güzelini, en iyisini istemez ki?

Bu tespitleri yapmak; biz neredeyiz, neyi daha iyi yapabiliriz. Onun kaygısı, onun derdi, tasasıdır.

Daha iyi olmak tüm çabamız.

Neden böyleyiz?

Bir yerden başlamak gerek…

Evrensel doğrular ve gerçekler üzerinde bir yaşam var etmek zorundayız.

Var olan medeni değerleri benimseyip, o değerleri hayata geçirmeli, çağdaş, demokrat bir ülke insanı olmalıyız.

Neden böyleyiz?

Sorusu, artık gerilerde kalsın…

Böyle devam etmesin…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.