Köşe yazılarımı yazarken günün, haftanın, yılın önemi üzerine genelde yazmamayı tercih ederim; zaten tüm köşe yazarları günün, haftanın, yılın önemi üzerine yazıp çiziyorlar.
Bana çok doğru bir yaklaşım gibi gelmiyor.
Beni ne etkilemişse, kendi iç dünyamda ne varsa onu yazmak istiyorum.
Şimdiye kadar da hep böyle yaptım.
Kafama göre yazdım çizdim.
Okuyucu da bu tarzımı sevdi.
Nedense öğretmenler günü ile ilgili bir şeyler yazmak, öğretmenleri onurlandırmak istedim.
Öğretmenler, bu ülkenin aydınlık yüzleridir, en azından biz öyle görmek, öyle varsaymak istiyoruz.
- “Öğretmenler, bir toplumun geleceğini şekillendiren gizli kahramanlardır.”
- “Bir öğretmenin dokunuşu, bir öğrencinin hayatını sonsuza dek değiştirebilir.”
- “Öğretmenler, bilgi ışığıyla cehalet karanlığını aydınlatır.”
- “Her büyük insanın arkasında ilham veren bir öğretmen vardır.”
- “Öğretmenler, bilginin tohumlarını eken ve geleceğin meyvelerini biçen kişilerdir.”
- “Bir öğretmenin yüreği, öğrencilerinin başarısı ile dolup taşar.”
- “Öğretmenler, sadece ders vermekle kalmaz, aynı zamanda hayata dair dersler de öğretirler.”
- “Bir öğretmenin gerçek gücü, bir öğrencinin içindeki potansiyeli görüp onu ortaya çıkarmaktır.”
- “Öğretmenler, bilgiyi aktaran değil, bilgiyi sevdirmeyi başaran kişilerdir.”
- “Eğitim, bir insanın sahip olabileceği en değerli hazinedir ve bu hazineyi bize öğretmenler sunar.”
Adı üzerinde öğretmen…
Kim ne derse desin dünyanın en zor ve aynı zamanda en kutsal mesleği öğretmenliktir.
Hiç şüphe götürmez.
İnanın öyle…
Öğretmenliği öyle kolay bir meslek olarak da görmeyin, dünyanın en zor mesleğidir.
Bakmayın siz yetkililerin sınıflar yirmi, yirmi beş kişilik falan dediğine, şehir ve ilçe merkezlerindeki okullarda sınıf mevcutları kırk beşin üzerinde…
Öğretmen sınıfa girince koca bir ordu ile karşı karşıya kalıyor.
Bırakın sınıfta ders anlatmasını, yoklama almak bile çok zor.
Neyse öğretmenlik öyle kolay bir iş değil.
Anlayacağınız…
Kutsal demiştik.
Doğrudur.
Diğer mesleklere benzemez, tüm insanlık öğretmenin elinden geçer.
Öğretmen ne ise ülkenin insanı da odur.
Her zaman dile getirmeye çalışıyorum, bir ülkenin temel taşıdır öğretmen.
Ülkemizde öğretmene gereken değer verilmediği bir gerçektir.
Kimse bunu inkâr edemez.
Öğretmene değer verme işi birkaç beylik cümle sarf etmekle olacak iş değildir.
Aldığı ücret bellidir.
Özlük hakları ortadadır.
Öğretmenin refah seviyesini yükseleceksiniz, özlük haklarını iyileştirileceksiniz.
Öğretmen kendisini çok özel hissedecek…
Öğretmenin kalitesi ülkenin kalitesidir.
“Bir şey olamazsan öğretmen ol!” mantığı ile yürütülen bir meslek ne kadar değerli olur?
Kitaplarımda bu konuyu hep işledim, dedim ki: ülkenin öğretmenleri orta, üst gelirli ailelerin çocuklarından olsun, dünyaya bakışları, hayatı algılamaları, yaşam kaliteleri ile öğrenciye gerçek anlamda rehber olabilsin.
Öğretmenlik bilgi ve görgü işidir.
Öğretmenin öğretici olabilmesi için her anlamda toplumdan önde olması gerekir.
Bugün öğretmenler günü tabii ki öğretmenler konuşulacak, değerli oldukları, değer verildiği hissettirilecek…
Tabii ki çok özel bir gün…
En iyi şekilde kutlanmalı, öğretmenlere güzel müjdeler verilmelidir.
İşin bir de duygu tarafı vardır, onu da belirtmek gerekir.
Öğretmenlik duygusuz yapılmaz…
İnsan ve ülke sevgisini yüreğinde hissetmeyen iyi bir öğretmen olamaz.
Karşılık beklemeden yapılacak bir iştir öğretmenlik…
İyi ki öğretmen olmuşum, bu dünyaya bir daha gelsem yine öğretmen olurdum, diyebilmektir.
Öğretmenlik güzel meslektir.






