Ülkemiz hızlı bir dönüşümün eşiğinde, yalnız büyüklüğü nedeniyle kabına sığamıyor. Binlerce sorun hızla çözülürken yavaş yavaş ana meselesinde üzerine gidilmeye başlandı.Bu hain meseleyi de çözebilirsek bileklerimize vurulmuş iki yüzyıllık kelepçeden kurtulmuş olacağız.

Neydi bu ana mesele?

Sorun ve çözüm ifadelerinin yeraldığı cümlelerde hemen akla Kürt Sorunu türü ifadelerin geleceğini biliyorum fakat, Sayın Devlet Başkanımız gibi bende artık ülkemizde Kürt Sorunu meselesinin tarih olan meselelerden olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizin temel sorunu toplumsal mutabakat ki bu mutabakatın tarafları çağdaşlık ve muhafazakarlık kavramları etrafında kümelenmiş kesimlerimizdir. Bu sorun ise ancak, partiler üstü bir mecrada 77 milyonun ortak mutabakatıyla çözülebilir. Soruna da verebileceğimiz yegane  isimde toplumsal mutabakat olacaktır.

Toplumumuz kökleri 18. yüzyıla dayanan derin bir ayrılığın pençesinde kıvranmaktadır. Muhafazalık ve çağdaşlık kavramları etrafında toplanan kitleler iki yüzyıldır ülkenin birlik ve berberlik şuurunu ciddi zafiyete uğratmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı bu derin bölünmenin bir sonucuydu. İki ana ekseninde ayrışan toplumumuz, daha sonra  Türkiye adıyla kurulan ülkemizin kurulumunun hemen ardından günümüze kadar gelen sürede ana kavgayı  Atatürkçülük – İslamcılık ekseninde devam ettirdi.

Günümüze geldiğimizde ise kimine göre Laikçi, Şeriatçı kimilerine göre İslamcı, Atatürkçü kavramları ile birbirine kutuplaşmış kitleler artık birbirlerine karşı ciddi bir anlayış ve ılımlılık iklimiyle bakmaktalar. Yeni nesil artık Atatürkçüğün büründürüldüğü İslam karşıtı din anlayışı yerine, hem dini vecibelerini yerine getiren hem de içinde Atatürk muhabbetti besleyen kimseler oldular. Aynı şekilde İslami kesim olarak addedilen topluluklarda Atatürk’ü zamanın şartlarına göre anlama ve en nihayetinde ülkemizin kurucusu olma vasfını benimsemiş durumdalar. Bu ve buna benzer anlayışlar toplumsal mutabakatımızı arttırdığı gibi, ülkemizin gücüne güç katacaktır. Camide Allah için göz yaşı döken ile Anıtkabirde Mustafa Kemal için ağlayan şahsın vatan sevgisinden ve samimiyetinden zerre miktarınca şüphem yoktur. Bu misali vererek dini ve siyasi iki kavram arasında karşılaştırma yapmıyorum. İnsanların iç dünyalarındaki duygusal ağırlık merkezlerinin yavaş yavaş dengelendiğini anlatmaya çalışıyorum. Yıllardır Yeşil Çam çatısı altında halkımızın beyinlerine nakşedilen düzenbaz, paragöz, fitneci imam imajının algımızda yaptığı tahribattan bahsediyorum. Bu ve buna benzer günlük hayatta oluşturulan gerek İslam gerekse Atatürkçülük adına oluşturulmuş olumsuz efsaneler kitlerin arasını bir hayli açmıştı.

Adı ve muhtevası ne olursa olsun belli değerler etrafında birleşen ve bu değere sevgi ve aşkla bağlı topluluklar her zaman bulunduğu coğrafyaya değer katan topluluklardır.Sevgisi yüzünden gözyaşı dökene ancak ve ancak saygı duyulur.

İki kesim arasında oluşmuş ciddi bilgi kirliği bu kitleleri birbirlerini ahlaksızlık ve vatana ihanet etmekle suçlamalarına sebebiyet vermişti. Oysaki bu toplulukların birbirleri için ortaya koyduğu iddialar her iki taraf içinde kabul edilemez ve asla tenezzül edilemeyecek iddialardır. 

Artık elinden heran şekeri alınacak bir çocuk hissiyatıyla korkularımızı, şüphelerimizi, kurgularımızı ve endişelerimizi bir kenara atıp  yarınlara hep birlikte güvenle bakabileceğimiz, Biz Birlikte Türkiyeyiz şuur ve anlayışıyla yola devam edeceğimiz bir hissiyatı memleketimizin tüm fertlerine hakim kılma vakti gelmiştir. Herkes şunu çok iyi anlamalı! Herkesimin kızgınlığı, kırgınlığı ve çığlığı bu ülke için. Muhalefet daha iyi olacağına inandığı konular üzerinde çalışma ve itirazlarını sürdürürken, iktidar daha güzelini, daha faydalısını yapabilme telaşında. Bunu görmek için nereden edindimizi bilemediğim şu kahrolası niyet okuyucu gözlüklerimizi artık çöpe atmak yeterli.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817