ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA

12-18 Mart yıl şehitler haftası olarak yurdumuzda kutlanmaktadır.

12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ile başlayıp, Çanakkale Deniz Zaferinin kazanıldığı güne olan 18 Mart’ı içine alacak şekilde kutlanır.

Yüce Rabbim  Kur’an-  Kerimde; BAKARA-154 ayetinde :” Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin. Onlar diridir ama siz anlamazsınız” buyurmaktadır.

Ölenlerden hiç kimse tekrar dirilmek ve tekrar ölmek istemeyeceklerdir. Yalnızca şehitler hariç. Rabbimin şehitlere verdiği makam ve nimetler o kadar fazlaki, verilen mükafatlar o kadar mükemmel ki, bu yüzden şehitlik mertbesine erenler tekrar tekrar dirilip tekrar tekrar şehit olmayı isteyeceklerdir.

Hem  öyle bir ikram görmekteler ki, Rabbimin yanında, “onlar diridirler ama siz anlamazsınız” denilmektedir. Demek ki bizim algılarımızın almadığı, tahayyül dahi edemeyeceğimiz bir yaşamları ve yaşantıları var.

Üstelik makamları o kadar yüce ki, peygamberlerden hemen sonra cennete girecekler ve şefaat sahibi olacaklar. Ne mutlu ölümün en güzeli ile ölenlere, ne mutlu şehitlik mertebesine ulaşanlara, Rabbim bizlere de nasip etsin İnşaaAllah.

13 yıldır kendi koleksiyonuma ait, benim gözümde şaheserden daha şaheser Çanakkale fotoğraflarından oluşan yüz on bir parça sergim var. Rabbime hamd-u Senalar olsun. Her yıl mart ayında davet edilen yerlere giderek sergi açıp, konferanslar veriyorum. Sergimizden sonra hüzünlenen gönüllerin penceresinden birkaç damla yanakları ıslatıyor. Birkaç saniye dona kalıyorsunuz. Hayatınız ve yaşantınızı onların ki ile karşılaştırıyorsunuz, ne kadar zavallı olduğunuzu anlıyorsunuz.

Tüm seminerlerimde gençlere ve yetkililere şu soruyu sormadan edemiyorum,” Çanakkale Savaşının Mevzi Komutanı kimdir?. Sizce kim? Siz de biliyor musunuz bu eşsiz komutanı? Cevabınızı duyar gibiyim ama verdiğiniz cevap doğru değil.

O, eşsiz kahramanın  adı; Cevat ÇOBANLI Paşa’dır. İlk kez mi duyuyorsunuz!

Bu essiz komutan;

Tarihinde birçok deniz zaferi kazanmış bir milletin ahvadı, en güçsüz olduğu dönemde hatta “hasta adam” dedikleri bir zamanda devrin yenilmez donanmalarını perişan etmiş ve Düvel-i Muazzama’nın kuvvetlerini çekilmek zorunda bırakmıştır. İşte bu şanlı zaferin ardından birçok kumandan ve devlet adamı doğmuştur. Bu şanlı kumandanlardan Cevat Paşa tarih sayfalarına “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” sözünü yazdırdı. Boğaz savunmasında dimdik duran Cevat Paşa, sonuna kadar üstün mücadele örneği gösterdi. Bu şanlı zaferin ardından “18 Mart kahramanı” ve “İstanbul’u kurtaran birinci kişi” unvanı ile anılacaktır. Askerleri ile yakından ilgilenen komutanlığın yanı sıra çeşitli üstün gayret ve davranış örnekleri sergileyen bir kahramandır.

10 Ağustos 1914’te Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı’na atandı. Kasım 1914’te Tuğgeneral oldu. 9 Ekim 1915’te Seddülbahir’deki 14’üncü Kolordu Komutanlığı’na atandı[2] ve kara muharebelerinde 3,5 ay görev yaptı. 6’ncı ve 14’üncü Kolordulardan oluşan Güney Grubu Komutanı oldu. Düşmanın Yarımada’yı tahliyesinin ardından 11 Ocak 1916’da Çanakkale Grubu Komutanı oldu. 18 Kasım 1916’da 15. Kolordu Komutanlığı’na Galiçya Cephesi’ne atandı.

Nice isimsiz kahramanların devleştiği, merhum Mehmet Akif ERSOY’un dizelerinde değerini bulan ve ne kadardır bilemem ama ancak kelimelere sığan şu dizelerin kahramanlarıdır onlar;

“Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.”

Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, (4)

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana

Dünyadaki hiçbir makamın ve değerin bu vatan evlatlarına layık olmadığın bilen Milli Şairimiz dünyalıkların aciz kaldığını görünce, bu kahramanlara hakkını verecek ve onları sonsuzluğun Rabbine havale edip, İki Cihan Sultanı Peygamber Efendimiz (SAV)’in o mübarek kucağına havale edecektir.

“Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”

Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun. Sizler rahat uyuyunuz, emanetiniz emin ellerde, tapusu ile 15 Temmuz şehitlerinde. Ecdatlarını aratmadılar. Ne mutlu bu millete ki her ferdi bir kahraman, her ferdi bir şehadet aşığı.

“Ölümden korkmayan bir milleti ölümle korkutamazsınız.”