Saadet Partisi İl Divanı Gerçekleştirildi

İl Divan Toplantımızı hepimizin yüreğini derinden acıtan Mısır katliamının ardından icra ediyoruz. Katliamda şehit düşen kardeşlerimize rahmet diliyorum. Dualarımızın, yüreklerimizin ve hücrelerimizin oradaki müslümanlarla olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.

            Batının kendi demokrasi putunu kendi elleriyle yok ettiğine şahitlik ettiğimiz Mısır darbesi ve sonrasındaki gelişmeler, Milli Görüş Hareketinin teşhis ve tedavi yöntemlerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ispatlamış bulunmaktadır. Gelinen noktada Batıdan medet uman yöneticilerimizin dile getirmekten imtina ettikleri Ümmet Birliğinin sağlanmasından başka müslümanların çaresi kalmamıştır.

SAADET PARTİSİ ZULME SESSİZ KALMAZ!

Müslümanların birliğini ve kardeşliğini savunan, İslam Birliğini tesis edecek kurumsal hareketin omurgası Milli Görüş / Saadet Partisi; Mısır darbesi sonrası halk iradesine zorbalığa karşı tepkisini en üst seviyede dillendirmiş, İstanbul Kazlıçeşme’de ve Konya’da büyük mitingler düzenlemiştir.

BAŞBAKAN RABİA İŞARETİ YAPMAKLA YETİNEMEZ: İSLAM ÜLKELERİNİ BİRLEŞTİRSİN.

Yöneticilerimizin inanç duyarlılığı ve din kardeşliği ile sergiledikleri tepkisel haykırışların rasyonel karşılığının olmadığı gün gibi aşikardır. Batıyı onurlu tavra davet etmek, batının siyasetini tetikleyen saiklerden bihaber oluşun göstergesidir. İslam Birliğini inşa etme hedefiyle kurulan D-8’i adeta etkisizleştiren, faaliyetlerine soğuk kalan 11 yıllık iktidarın bugün tepkisel vaveylalar koparması anlamsızdır ve hiç hükmündedir.

Hükümetin bir an önce İslam ülkeleri nezdinde birleştirici bir üsluba yönelmesi, İslam düşmanlarının derinleştirmek istedikleri mezhepsel konuşlanmayı durdurucu ve ayrıştırmaları azaltıcı adımlara öncülük etmesi gerekmektedir. Bu aşamadan sonra da İslam ülkelerini birleştirici adımlar atması büyük önem arz etmektedir.

BÜYÜKŞEHİR VAADLERİNİN ALTINDA KALMIŞTIR

Yerel anlamda Ak Parti siyasetini objektif şekilde izlediğimizde bir metal yorgunluğu gözlemlemekteyiz. Heyecanlarını yitirmiş, gururlu, mütekebbir edalı idarecilerin makam saltanatı girdabında debelendiklerine şahit olunmaktadır.

Kocaeli; rutin belediyecilik işleriyle övünen, vizyon şehir olma noktasında yol haritası bulunmayan, koltuk sevdasını savurganlık boyutuyla zirve yapan, merkezden idareciliği önceleyen bir yönetme tarzı ile maalesef karşı karşıya bulunmaktadır. Ademi merkeziyet nutukları atarak yerellik vurgusuyla ve yerinden yönetim propagandalarıyla göreve geldikleri halde yetkileri merkezde yani büyükşehirde toplayan, ilçe belediyelerini yetkisizleştiren yerel yönetim politikası baştacı yapılmış, ilçelere yapılacak hizmetler Büyükşehir Belediye Başkanının iki dudağı arasına bırakılmıştır.

“Şu kadar dere ıslahı yaptık, 8 şeritli yol yaptık” övünmelerinin bugün vardığı nokta, köprülü kavşak ve geçişlere para bulunamadığı için merkezi idarenin devreye girerek merkezi bütçeden bu işlere el atmasıyla neticeleneceğidir.

Kocaeli’nin merkezi bütçeden aldığı paraların son 20 yılı kıyaslandığında günümüz lehine çıkacak devasa kaynağın nasıl yönetilemediğinin işaretini 5 yıl önce yaptıkları seçim vaatlerine sıra gelemeyişinde aramak gerekmektedir. Hatırlar mısınız, şehir ulaşımı için raylı üst geçiş sistemi vardı. Hatta o zamanlar Seka Parka prototipi konulmuştu. Şimdi nerede o ucube örnek acaba? Şimdi yok edilen o raylı aracın akıbeti ne oldu dersiniz? Hani bizim tramvayımız olacaktı? Bunlar seçim vaatlerinden değil miydi yoksa?

KENT KONUT HİZMET KURULUŞU MUDUR? TİCARİ ŞİRKET MİDİR?

Ticari şirketmiş gibi Kent Konut aracılığıyla kar odaklı bina yapmakla övünmek midir belediyecilik? Bina yapımını özel firmalar zaten yapıyor. Kar da elde ediyor. Sosyal konut yapmak üzere kurulduğu düşünülen Kent Konut’un bu amacı ne kadar gerçekleştirdiğini az çok görmekteyiz.

Kültürel alt yapımızı tarumar edecek biçimde dikine yerleşimle ve ucuza mal edilen konutlarla kar etmeyi idealleştiren bir yerel yönetim, “devlet ticaret yapmaz” mantığıyla her şeyi özelleştiren parti siyasetleri ile çeliştiğini nasıl görememektedir? Bir taraftan “devlet ticaret yapmaz” savunmasını yok edercesine İZGAZ’ı Fransıza  satacaksın, diğer taraftan Kent Konutla ticaret yapmayı sürdüreceksin.

Hem öyle bir ticaret ki; Kent Konut icracılarını rant mevzuu çerçevesinde mahkeme karşısına çıkaracak derinlikte yapılabiliyor. Hem de bu dönemde, yani yargının bağımsızlığının tartışıldığı Ak Parti döneminde, Kent Konut icraatları soruşturmaya tabi tutulabiliyorsa, bu, yolsuzluğun çuvala sığmadığı anlamına gelmektedir.

YEREL YÖNETİMLERİN HİZMET ŞEVKİ BİTMİŞTİR. SAADET PARTİSİ DÖNEMİ BAŞLIYOR.

Kısacası israf ve yolsuzluğu kılıfına uydurarak yapmayı maharet sayarak atalet buhranına düşmüş, hizmet etme ruhunu kaybetmiş, belediyecilikte şevkini yitirmiş, vizyon kent idealinden habersiz idarecilerine saltanat hastalığı musallat olmuş kadroların koltuklarını artık terk etme zamanı gelmiştir.

İşte önümüzdeki yerel seçimler bu belediyecilik anlayışının tarihin çöp sepetine atılacağı zaman dilimi olacaktır. Bunun için seçim startını vermiş bulunmaktayız. Kocaeli halkı Milli Görüş belediyeciliğini hak etmektedir. Kendimizi en güzel biçimde halkımıza anlatarak seçimlerde bütün ilçelerde ve büyükşehirde zaferle çıkacağamıza inanıyor, İl Divan Toplantımızın hayırlı sonuçlara kapı aralamasını temenni ediyorum.