Tüm parçaların birleşmesi ile  bütün meydana gelir. Her parça  tek tek bir bütüne hizmet eder. Parçaların uyumuna ise sistem denir.

Bir sistemin düzgün işlemesi tüm parçalarının uyumlu ve üzerine düşen görevi en iyi bir şekilde yapmasıyla genel ahenk ortaya çıkar. Genel ahenk ise mutluluk ve huzur verir. Tıpkı bir orkestradaki bütün sazların vermiş olduğu ahenk gibi.

Toplumlar da  aynen böyledir. Toplumları meydana getiren bireyler aynı zaman o toplumun birer parçasıdır. Toplumların ahenk ve uyumu ise bireylerin kendi üzerine düşen görevleri yerine getirmedeki çaba ve gayretine bağlıdır.

Bu yüzden karıncalar topluluğu incelendiği zaman mükemmel bir toplulukla karşılarsınız. Karıncalar topluluğunu mükemmel kılan fert bazında her karıncanın mükemmel olmasındandır.

İnsanı mükemmel bir şekilde yaratarak onu yer yüzüne halife kılan Yüce Yaratıcımız, onun özelliklerine göre de   yaşayacağı sistemi yaratmıştır. Makro ve mikro alemlere baktığımız zaman, ne ufak bir çatlak, ne de en ufak bir uyumsuzluğa rastlamak mümkün değil. Kur’an – Kerimde; “ O. Yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk görmezsiniz. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?” (Mülk Suresi-3.ayet)

İnsan yaratılış gayesine uygun hareket etse ve kendisine bahşedilen bu sistemin bir parçası olarak üzerine düşen görevlere sadık kalsa  dünyamız gerçekten yaşanılacak bir yer olmakla kalmaz insan bu dünyada da cenneti yaşar.

Peki o zaman  içinde yaşadığımız genel anlamda tüm dünyada özel anlamda yurdumuzda ve toplum ve aile hayatımızda yaşadığımız bu sıkıntıların kaynağı ne?

Asrı saadetten  altın bir levha günümüze ışık tutsun. Devmetü’l Cendel’e Abdurrrahman bin Avf ‘ı Peygamberi Zişan Efendimiz seriyye komutanı olarak gönderirken; “ Allah’ın adıyla Allah yolunda gaza et. Allah’ı inkar edenlerle savaş. (ganimet malına )hıyanet etme, aldatma, bebekleri öldürme.” Buyurdu.

Sonra elini uzattı ve ;”Ey insanlar! Başınıza (musibet) gelmeden evvel beş şeyden sakının. Bir toplum ölçüyü eksik tutarsa Allah, olur ki dönerler diye onlara kuraklık verir ve mahsullerini azaltır. Bir toplum verdiği sözde durmazsa  Allah onlara düşmanlarını musallat eder. Bir toplum zekat vermezse Allah yağmuru tutar. Eğer hayvanlar olmasaydı onlara yağmur yağdırılmazdı. Bir toplumda fuhuş yaygınlaştığında Allah onlara taun hastalığını verir. Bir toplum Kur’an ayetleriyle hükmetmezse Allah onları tefrikaya düşürür ve onlar birbirlerine girerler.” Dedi.

Yukarıda zikredilen hadisi şerif incelendiğinde toplumlarımızın yarası olan dert ve sıkıntıların nedenlerine ulaşmak ve anlamak mümkün olsa gerek. İnsan yaşadığı toplumda tek bir birey değil de toplumun bir ferdi olduğunu idrak edebilirse hem kendisi hem de toplum kazanacaktır.

Ölçüyü yanlış tartarsak, ölçüdeki kastımız sadece tartı olmamalıdır. Amir personeline karşı adalet terazisini, atama yaparken  yetkililerin liyakat terazisini, alım satımlarda hak ve hukuk terazisini düzgün tutmazsa  ortadan bereket kalkar ve adalet terazisinin bozulması tüm toplumu bozar.

Verilen sözler tutulmazsa  başımıza  çapulcular düşman kesilir. Bizde çareleri dışarıda arar dururuz.  Zekatını vermezse kuraklıkla imtihan olur. Yağmur yağmaz. Bizde daha çok yağmur duasına çıkarız!

Toplumumuzda yüz gösteren bazı hastalıkların tedavilerini dışarılarda aramayalım. Aradığımız sıkıntı ve dertlerin çözümü kendi içimizde. Bunu görebilirsek sağa sola kızmaya, onlara beddua etmeye gerek kalmaz.

Tek kurtuluş yolumuzun, yaratılış gayesine göre insanın, sorumluluklarını bilerek ona gör yaşamını yeniden dizayn etmesine bağlıdır. Bizler yanlış tartıp, adaletsizlik yaparak iş yapıyorsak, diğerlerinden adalet beklemek beyhude bir çaba olacaktır. Aynaya bakarsak o bize doğrusunu söyleyecektir.

Adem DURAN

(taun hastalığı: Taun hastalığı, bulaşıcı vede  salgın bir hastalıktır. Öldürücü yaralar ve şişliklerden meydana gelen ateşli bir hastalıktır. Vebanın bir çeşididir Taun hastalığı.)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817