Organizmanın harekete geçmesi için bir ihtiyaç hissetmesi gerekir. İhtiyaç organizmayı uyararak harekete geçirir. Eğer ihtiyaç giderilemezse ve uzarsa bünyede; huzursuzluk, gerginlik, hayal kırıklığı , öfke ve kaygı,endişe  meydana gelir.

İhtiyaç ortaya çıkınca bünye bu ihtiyacını karşılamak için harekete geçer. Organizma, çevresinden gelen uyarıcılarca uyarılmakta ve bu uyarıcılara tepki vermektedir.
 Bu uyarım, iç ve dış çevreden gelen, duyu organları tarafından alınabilecek şiddette olan uyarıcıların organizmayı etkilemesidir. Uyarıcı  ne  kadar şiddetli olursa tepkide o kadar şiddetli olur. Tepki ise; organizmanın uyarımlara verdiği yanıttır. Bizler davranış olarak görürüz. Susuzluk çeken   canlının su araması gibi.

Ders ortamları ve öğrencilerin ders çalışma isteklerinin olup olmaması ise tamamen “İHTİYAÇ” hissetmesine bağlıdır. Gelen şikayetlerimiz “çocuklarımız ders çalışmıyor” noktasında düğümlenmektedir.

Öğrencinin evde ders çalışabilmesi için, derste öğretmen tarafından çok iyi güdülenmesi gerekir. Ders ortamında öğrenci, ders dinlerken sürekli duyu organları ile uyarılarak bilgileri alır. Önce kısa süreli belleğe alır, oradan uzun süreli belleğe gönderir ve depo eder. Tam olarak öğrenme gerçekleşmezse organizma sürekli gerilir ve stres başlar. Kaygısı artar. Böylelikle ders çalışma isteği ile ilgili bir türlü uyarılmadığından harekete geçemez. Bir türlü çalışma sistemini oturtamayacaktır.

Geçmişten günümüze  taşıdığımız miraslarımız var bu duygular; NEFRET , ÜZÜNTÜ , KORKU, KIRGINLIK , KİN, ÖFKE bu duygular tüm benliğimiz sardığından, bu sarmaldan çıkamayan birey debelenir durur. Buna birde gelecekten kaynaklanan; KAYGI, ENDİŞE, MERAK , BEKLENTİLER  eklenince bunun getirmiş olduğu sıkıntılar ve kaygı bireyi daha gergin ve agresif yapar. Bu duygulardan kurtulmak için sürekli kaçar ve bu duygularını bastırmaya çalışır. Kaçış demek unutmak demektir. Kısa süreliğine de olsa bu baskıdan kurtulmak ister.

Geçmiş ve gelecek zaman arasında  birey bocalarken  harcadığımız ve farkına bile varamadığımız “O ZAMAN GEÇMİŞ VE GELECEKTEKİ BOŞ HARCAMALARI ŞİMDİ KULLANAMAYIZ. “ Böylelikle  insanlar “DAHA ÇOK GEÇMİŞTE YAŞARLAR . “  Bu yaşam tüm enerjisini bitirmiştir artık “AN TAMAMEN BİTMİŞTİR. “

Öğretmen derste; konuyu  tam olarak özümsetmediğinden ve zamanında genel tekrarlarının yapılmaması nedeniyle unutmalar meydana gelecek, öğrenci çok basit soruları yanlış yapacak, hatırlamada zorluk çekecektir. Öğretmenin yazılı yoklama ile bunları tespit edip, genel ve özel tekrarları derste yaptırması, öğrencilere hem öz güven kazandıracak hem de öğrencinin nereleri anlamadığı, zamanında tespit edilerek, olumlu geri dönüşler için fırsatların oluşmasına sebep olacaktır.

Tüm bunlara maruz kalmamak için öğrencilerinin merakını uyandıracak ve canlı tutacak, anlatımını görsellerle süsleyerek, işbirlikçi öğrenme modeline göre bir metodla ders anlatma tekniğine dayanan bir yöntemle çocukları kazanma yoluna gitmelidir.

Böylelikle az zaman çok işlerin üstesinden gelecek, tam öğrenme modeli ile öğrenme gerçekleştiğinden, merak tükenmeden yeni bilgilere ulaşmak için bünye ihtiyaç hissederek bu ihtiyacını gerçekleştirmek için harekete geçecektir.

“Unutulmamalı ki:

Eğer bir yumurta dıştan kırılırsa yok olur gider.

Eğer yumurta içten kırılırsa bir can olur.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner2817