Kalkan, “Kadın Hakları Özde Değerlendirilmelidir”

 Firdevs Kalkan yaptığı yazılı açıklamada, “Saadet Partisi Körfez İlçe Kadın Kolları olarak tüm kadınlarımızın 5 Aralık Dünya Kadın Hakları gününü içtenlikle tebrik ediyoruz.

Hak ve Adalet merkezli yeni bir dünya düzeninde kadının huzur ve mutlulukla beraber tüm haklarıyla saygı bulmasını ümit ediyoruz.

Kadın, onuru bilgisi, asaleti, düşüncesi ve kalbi duyguları ile toplumun vazgeçilmez ferdidir. Milletimizin öz benliğinin oluşmasında en önemli etkilerden birine sahip olan kadın ve aile aynı zamanda her türlü ahlaki dejenerasyonu önleyen ulvi bir kaledir. Bugün ne yazık ki kapitalist çarkın dişleri arasında ezilen kadınlarımız hakkında güzel şeylerden bahsedemiyoruz. Çünkü yükselen feryatlar var. Kadın haklarının korunması yükselen feryatları, dindirerek çözüm üreterek gerçekleşir.

Yaratılışta tüm insanlığa verilen insan hakları özelde kadın genelde insanlığın maddi ve manevi gelişimini ve insan onurunu korumayı amaçlayan insanın insan olmasından kaynaklanan haklardır. Temel gaye; insanlığın saadeti olmalıdır. Bu sebepten dolayı devletin aileyi ve kadını korumakla mükellef olduğu gerçeğini öncelikle ifade ediyoruz. Kadının ve huzur bulduğu yuvasının kutsi varlığını bozucu her türlü yazılı, görsel, davranış, tahrik ve teşvikle insan hakları hukuku çerçevesinde önlenmelidir.

İnsan, yaratılmışların en şereflisidir. Diğer varlıklardan ayıran özellikleri akıl şuur irade ile donatılmasıdır. İnsanın yaratılanlar için aklını iradesini iyiden güzelden doğrudan, faydalıdan ve adaletten yana kullanması elzemdir. Bunun için özelde kadınların bazı reddedilmez haklarının ve özgürlüklerinin olması bunların diğer insanların tasallutundan korunması gerekir.

Kadın hakları ifadesi insan hakları içinde sadece sözde değil özde değerlendirilmelidir. Kapitalist sistem sadece kadınları değil bütün insanlığı sömüren önemli bir tehdittir. Eğitim ve algı yoluyla gücü üstün tutan zihniyetler bireylerin zihinlerine hakkı değil güçlü olmayı hayatlarının merkezine koymaktadır. Bu durum kadınlar ve aileler üzerinde acımasız yüzünü göstermiştir. Oysa kadın naiftir fıtrat gereği. Modernite dünyanın dayattığı seküler kavramlarla rolleri değiştiren bireylerin sorumluluklarını gücü üstünde yüklenmesi fıtrata aykırı düşmektedir. Hak ve adalet eksininde bir dünya kurmak için kendini insan olarak düşünen kişi başkasının da insan olduğunu kabul etmek zorundadır. Kişilerin en birincil ve önemli hakkı ise yaşama hakkıdır. Bu hak olmadan kişi olmayacağı için diğer hakların elde edilmesi ve uygulanması olanaksızdır. Kadın cinayet ve mağduriyetleri ülkemizde eğitim seviyesinin yükselmesine rağmen oransal olarak artması endişe vericidir. Yapılan araştırmalarda 2019 yılının 11 ayında 430 kadın öldürüldü. Bu ay cinayete kurban giden kadın sayısı 39. Sebep ne olursa olsun hiçbir kadının yaşama hakkının elinden alınarak geride bıraktığı aile bireylerinin haklarının güvence altına almak mümkün olmaz.

Saadet Partisi olarak bizler kadına yönelik bakış açımızın inancımız ve medeniyetimizin referansları çerçevesinde şekillenmesinin hem kadını hem de topluma yönelik büyük bir katkı olacağına inanıyoruz. Üreten insan mutludur. Üretimin karşılığı sadece para ile ölçülmemelidir. Kadının çalışarak aile bütçesine katkıda bulunmasının bedeli yalnızlaşan bireyler ve nesiller olmalıdır. Çalışma hayatı kadın için zaruret değil keyfiyet olmalıdır.

Kadının sömürülmesine önlem alınırken annelik vasfını yitirmemesi de dikkate alınmalıdır. Toplumdaki kadına dair meselelerin kadın sorunlarının kaynağına eğilecek ahlaki ve manevi önlemlerle beraber psikolojik ekonomik ve sosyal çalışmalarla sonuç alınacağı kanaatindeyiz.

Yapılan birçok kadın çalıştayları batı referanslarıyla gerçekleşmekte. Tesbit ve çözüm önerileri bu toprağın sesi olmaktan uzaktır. Güçlü ülke, güçlü bireyler ile gücünü kanıtlar. Herhangi bir sebeple hayatları ellerinden çalınmış bireylere Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı ve yerel yönetimlere bütçelerinden oluşturulacak kaynaklarla hayata dönüş programları kapsamında eğitim, meslek edinme, aile kurma yoluyla hayata kazandırılmalı. Geçmişe dönük mağduriyetler devlet eli ile giderilmelidir. Suç teşkil eden ortamların yok edilmesi meselelerin çözümüdür. Bizler, kadını bireyselleştiren ve bencilleştiren değil bir bütünün en değerli parçası olarak toplumun insan ve istikametinde varlık göstermesi gerektiği inancındayız. Kadın olgusu kendi medeniyet algımız ve ıstılahlarımızla ele alındığında ancak hakiki manada amacına ulaşacaktır.

Hayata sevgisi ile ışık tutan tüm kadınlarımızın haklarının sadece bir günde savunuculuğunu yapmak onların gerçek manada haklarının iade edildiği anlamına gelmez. Kadınlarımızın geleceğe umut ve güvenle bakabilmesi ümidi ile elim sebeplerle hayatını kaybedenleri de rahmetle anıyor ailelerine metanetler diliyoruz.

Gelecek tüm kadınlarımıza SAADET ile gelecek” dedi.